Depremlerin Sebebinin HAARP Olduğunu Ortaya Atanlar Gerçekte Neyi Amaçlıyorlar?
Son dönemlerde dünya üzerinde gerçekleşen bir kısım afetlerle, özellikle depremlerle ilgili çeşitli komplo teorileri sürekli olarak gündeme gelmektedir. Özellikle ülkemizde sık yaşanan ve yıkıcı olan depremler hakkında ilginç bazı açıklamalar sıklıkla tartışılır olmuş, basının gündeminde yerini almış ve pek çok kişi tarafından dile getirilir olmuştur. Bunlardan en meşhuru HAARP adı verilen bir araştırma projesidir.
Alaska'da bulunan HAARP yani Yüksek-Frekans Aktif Auroral Araştırma Programının amacı, atmosferimizin iyonosfer tabakasının sınırlı bir bölgesini geçici bir süreliğine uyarmak ve değişimleri incelemektir. Bu proje dahilinde, İyonosferik Araştırma Aleti (IRI) adı verilen yüksek frekanslı bir verici üretilmiştir. IRI tarafından iyonosfer bölgesi uyarılmakta ve çevresel bakımdan meydana gelen fiziksel değişimler tespit edilebilmektedir. Örneğin HAARP sayesinde ABD ordusu, özellikle de denizaltı gibi erişmesi güç araçlarıyla neredeyse kusursuz bir iletişim ağı kurabilmeyi başarmıştır.
Alaska'daki HAARP tesisleri:
HAARP tesislerinde İyonosfere sinyal göndermekle görevli IRI:
IRI'nin sinyaller göndermesi kavramı, bir kısım komplo teorisyenleri tarafından kullanılmış ve bu sinyal ve uyarıların gezegenimizi etkilediği ve pek çok fiziksel olayın, dönüşümün ve afetin sebebi olduğu gibi hikayeler ortaya atılmıştır. Öyle ki, büyük seller, kuraklıklar, kasırgalar, hortum ve fırtınalar ve özellikle de depremler bununla ilişkilendirilmiştir. Bu ilişkilendirme her ülke bakımından da farklı şekillere bürünmüştür. Örneğin, kasırga ve fırtınalarla sıklıkla boğuşan ABD için HAARP'ın bir "atmosferik kontrol silahı" olduğu söylenirken, Türkiye'deki komplo teorisyenleri ise aynı cihazı bir "deprem silahı" olarak yorumlamaktadırlar. Çünkü Türkiye, bir deprem ülkesidir.
Ancak bu komplo teorilerinin HİÇBİRİ DOĞRU DEĞİLDİR. Stanford Üniversitesi ve Koç Üniversitesi'nde jeofizik profesörü olan Ümran Savaş İnan, Popular Science dergisine verdiği demeçte bu konuyla ilgili şunları söylemiştir:
"HAARP ile ilgili komplo teorileri tamamen cehaletten kaynaklanmaktadır. HAARP'ı kullanarak Dünya atmosferik sistemlerini etkileyebilecek hiçbir şey yapamayız. HAARP'ın saçtığı enerji çok büyük olsa da, tek bir yıldırımın saçtığı enerjiye göre bile bir hiçtir! Ki bu yıldırımlardan her saniye 50-100 adet meydana gelir! HAARP'ın güç yoğunluğu çok küçüktür."[1]
Depremleri de Tüm Doğa Olaylarını da Yaratan Allah'tır
HAARP ile ilgili bu teknik detayların verilmesinin ve konuyla ilgili komplo teorilerinin geçersizliğinin bilimsel olarak açıklanmasının sebebi, yeryüzünde gerçekleşen afetlere ve olaylara yönelik bu tarzda yapılan açıklamaların bilimsel hiçbir temeli olmadığını ispat etmektir. Bu ispat önemlidir; çünkü temeli olmayan böyle komplo teorilerinin çıkış noktası, genellikle kainatta meydana gelen her olayın Allah'ın kontrolünde olduğu gerçeğini insanlara unutturmak, tüm bunların suni sistemler yoluyla meydana geldiği algısını oluşturarak insanların Allah'ı düşünmesini ve Allah'ın büyüklüğünü görmesini engellemektir.
Allah'ın yarattıklarına farklı sebepler aramak, aslında günümüzde yaygın olarak işlenen bir stratejidir. Günümüzde insanlar, özel telkin ve manipülasyon metodlarıyla, Allah'ın ismini anmaktan özellikle uzaklaştırılmakta, "Allah" demek yerine -HAŞA- "doğa ana" veya "evren" gibi kalıplar uydurarak, ruh yerine "enerji" diyerek, dua etmek yerine meditasyon önerilerinde bulunarak, ölen kişi için Allah'ın rahmetini istemek veya mekanının cennet olmasını dilemek yerine "ışıklar içinde uyumasını" dile getirerek Allah'tan uzak ve manevi tüm değerlerin yerine ya mistik ya da materyalist şeyleri yerleştirerek yeni bir suni yaşam oluşturmuşlardır. Kendilerine iyilik yapan insanlara teşekkürler etmekte, hediyeler almakta, onların adını her fırsatta zikretmekte; ama kendilerine kesintisiz iyilikte bulunan, bu hayatı, sevdiklerini, imkanlarını onlara veren ve her saniye vermeye devam eden Allah'ı bir türlü hatırlamamaktadırlar.
Bu strateji, şu anda HAARP gibi sistemler üzerinden yürütülmektedir. Bilindiği gibi afetler, insanların büyük bir kısmının kayıtsız şartsız Allah'a yönelmesi, ahiretin ve ölümün yakınlığını düşünmesi, bu dünyanın geçersizliğini anlaması ve sahip olduklarına şükretmesi için önemli hadiselerdir. İnsanlar, afetler karşısında, Allah'ın kudretini güçlü şekilde takdir edebilecek bir duruma gelirler; kendilerini oyalayan dünyevi unsurlardan uzaklaşırlar. Allah'a hürmetkar, yakın ve sevgi dolu hale gelirler. İşte HAARP gibi suni sistemleri depremlerin sebebi gibi göstermek, bu Allah'a yönelişi durdurma amaçlıdır.
Öncelikle HAARP özelinde, böyle bir durumun teknik ve bilimsel olarak imkansızlığının yanı sıra, çeşitli mantık boşluklarının da dikkate alınması gerekmektedir. Şayet iddia edildiği gibi olsa ve şu anda depremler, bu insan yapımı sistem tarafından üretiliyor olsa, o zaman geçmişte, TEKNOLOJİNİN GELİŞMEDİĞİ DÖNEMDE YAŞANAN DEPREMLER AÇIKLAMASIZ KALMAKTADIR. Dünya tarihinin başından beri depremler gerçekleşmiştir ve gerçekleşmektedir. Bunlara sadece birkaç örnek şu şekildedir:
Çeşitli tarihi kaynaklarda, antik dönemde Anadolu topraklarında gerçekleştiği haber verilen bazı büyük depremler:
- Çanakkale Depremi
- Tarih: 123
- Çanakkale ve erdek büyük oranda yıkıldı
- Karadeniz Ereğlisi Depremi
- Tarih: 360
- Karadeniz Ereğlisi ve Marmaranın güneyinde şehirler yıkıldı
- Erdek Depremi
- Tarih: 460
- Büyük oranda kayıp verilmiştir.
- Manisa – Salihli Depremi
- Tarih: 105/106
- Şehir ciddi anlamda zarar görmüştür.
- Antakya Depremi
- Tarih: Ö. 148-130 tarihleri arasında bir zamanda
- Antakya şehrinin tamamı yıkıldı. Kaynaklar, Suriye ile birlikte bölgede 170 bin insanın öldüğünü bildiriyor.
- Antakya Depremi
- Tarih: 526 ve ardından 528
- Şehir tekrar tamamen yıkılmıştır. Kaynaklara göre ölü sayısı, bölgede gerçekleşen festival nedeniyle yine yüzbinleri bulmuştur.
- Maraş Depremi
- Tarih: 1114
- Can kaybının 100 bin olduğu kaynaklarda belirtilmektedir.
Geçmiş yüzyıllarda kayda geçen dünya çapındaki büyük depremlere bazı örnekler ise şöyledir:
- Şiraz Depremi
- Tarih: 856
- Ülke: İran
- Şiddet: 7.9
- Kahire Depremi
- Tarih: 1303
- Ülke: Mısır
- Şiddet: 8.0
- İstanbul Depremi
- Tarih: 1509
- Ülke: Osmanlı İmparatorluğu (Türkiye)
- Şiddet: 7.4
- Lizbon Depremi
- Tarih: 1755
- Ülke: Portekiz
- Şiddet: 8.5-9.0
- Messina Depremi
- Tarih: 1908
- Ülke: İtalya
- Şiddet: 7.1
- San Francisco Depremi
- Tarih: 1906
- Ülke: ABD
- Şiddet: 7.8
Depremlerin ölçülebilir olduğu 1900'lü yılların başlarından itibaren bir değerlendirme yapacak olursak, 20. Yüzyılda gerçekleşen dünyanın en büyük depremleri ise şunlardır:
- Valdivia Depremi
- Tarih: 1960
- Ülke: Şili
- Şiddet: 9.5
- Prens William Sound Depremi
- Tarih: 1964
- Ülke: Alaska
- Şiddet: 9.2
- Kamçatka Yarımadası Depremi
- Tarih: 1952
- Ülke: Rusya
- Şiddet: 9.0
- Ekvador açıkları Depremi
- Tarih: 1906
- Ülke: Ekvador
- Şiddet: 8.8
- Assam Depremi
- Tarih: 1950
- Ülke: Tibet
- Şiddet: 8.6
- Andreanof Adaları Depremi
- Tarih: 1957
- Ülke: Alaska
- Şiddet: 8.6
- Unimak Adası Depremi
- Tarih: 1946
- Ülke: Alaska
- Şiddet: 8.6
- Banda Denizi Depremi
- Tarih: 1938
- Ülke: Endonezya
- Şiddet: 8.5
- Atacama Depremi
- Tarih: 1922
- Ülke: Şili
- Şiddet: 8.5
- Kuril Adaları Depremi
- Tarih: 1963
- Ülke: Rusya
- Şiddet: 8.5
- Kamçatka Yarımadası yakınları Depremi
- Tarih: 1923
- Ülke: Rusya
- Şiddet: 8.4
- Sanriku-Oki Depremi
- Tarih: 1933
- Ülke: Japonya
- Şiddet: 8.4
HAARP istasyonu 1993 yılında işler duruma geçmiş olup, iyonosfere sinyal göndermekle görevli IRI cihazı 2007'de tamamlanmıştır. Dolayısıyla, yukarıda tarihleriyle verdiğimiz depremlerin ve insanlık tarihi boyunca gerçekleşmiş sayısız depremin, HAARP veya ona benzer yapay sebeplerle oluşturulma İMKANI YOKTUR. İnsanlık tarihi boyunca gerçekleşen her depremi Allah yarattığı gibi, son yıllarda yaşanan tüm depremlerin de yaratıcısı Allah'tır.
Bir imkansızı düşünsek ve tarih boyunca gerçekleşen her depremin böyle bir suni kaynağının olduğunu varsaysak bile, TÜM BU KAYNAKLARI VE SİSTEMLERİ YARATAN DA YİNE ALLAH'TIR. Her fikir, her imkan, her keşif Allah'ın dilemesiyle oluşur. Her teknoloji Allah'a aittir. ALLAH DİLEMEDİKÇE HİÇKİMSENİN BİLİMSEL MEKANİZMALAR OLUŞTURMAYA, KEŞİFLER YAPMAYA, TEKNİK İMKANLARLA GÖKLERE VEYA YERLERE ULAŞMAYA İMKANI YOKTUR. Teknik her imkanı yaratan Allah olduğu gibi, sinyalleri, dalga boylarını, atomları, elektronları yoktan var eden ve onlara kendi yörüngeleri içinde hareket kabiliyeti veren de Allah'tır.
Yüce Allah, geçmiş kavimleri de güçlü depremlerle imtihan ettiğini Kuran'da bizlere bildirmektedir:
Kendilerini her yönden kuşatan göğe ve yere bakıp düşünmezler mi? Dilesek onları yerin dibine geçirir veya gökten üzerlerine parçalar düşürürüz. Kuşkusuz bütün bunlarda Allah’a yönelen her kul için alınacak bir ders vardır. (Sebe Suresi, 9)
Peki O’nun sizi karada yerin dibine geçirmeyeceğinden yahut başınıza taş yağdırmayacağından emin misiniz? Sonra kendinize bir koruyucu da bulamazsınız. (İsra Suresi, 68)
Bunlardan öncekiler de tuzak kurmuşlar, ama Allah da onların evlerini temellerinden sökmüş, üstlerindeki tavan tepelerine inmiş, böylece hiç farkında olmadıkları bir yerden kendilerine ceza ansızın gelmişti. (Nahl Suresi, 26)
Nihayet o şiddetli deprem onları yakaladı da yurtlarında yere serilip kaldılar. (Araf Suresi, 91)
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da kendi yurtlarında diz üstü çöke kaldılar. (Araf Suresi, 78)
De ki: “Allah size üstünüzden veya ayaklarınızın altından bir azap göndermeye ya da sizi muhalif gruplara ayırıp birbirinize güçlerinizin acısını tattırmaya kādirdir.” Bak, anlasınlar diye âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz! (Enam Suresi, 65)
Ancak onu yalanladılar; bunun üzerine onları amansız bir sarsıntı yakalayıverdi, böylelikle kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar. (Ankebut Suresi, 37)
Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakaladı. Anında (yurtlarının) üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taş yağdırdık. (Hicr Suresi, 73-74)
Böylece emrimiz geldiği zaman, üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık. (Hud Suresi, 82)
"Balçıktan pişirilmiş ve istif edilmiş yani şekillendirilmiş taş" ifadesi açıkça tuğlayı tarif etmektedir. İnsanların üzerlerine balçıktan pişirilmiş taşların yağması, çığlık ve insanların tepelerine inen tavan, evlerin temellerinden sökülmesi, gökten insanların üzerine parçalar düşmesi gibi Kuran'daki bu tarifler, şiddeti yüksek ve insanları çaresiz bırakan depremleri tarif etmektedir. Allah, ayetlerinin sonunda, "Kuşkusuz bütün bunlarda Allah’a yönelen her kul için alınacak bir ders vardır" ve "Bak, anlasınlar diye âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz!" diye belirterek, her şey gibi bu olağanüstü olayın da Kendi emri ile gerçekleştiğini hatırlatmaktadır.
Elbette, kainattaki her şey gibi, depremler ve diğer tüm afetler de Allah tarafından yaratılır. Afetler; dünyanın geçiciliğini anlamak, Allah'ın gücüne karşı ne kadar aciz ve savunmasız olduğumuzu görmek, bu nedenle tek yardımcımızın, tek kurtarıcımızın Allah olduğunu kavrayabilmek, bu dünya hayatında imtihana tabi olduğumuzu bilerek kalan zamanımızı Allah'a sevgi ve yakınlıkla geçirmek için önemli birer uyarıcıdırlar. Ayağımızın altındaki en ufak bir sarsıntı, en basit bir titreşim bile Allah'ın kontrolündedir ve onu durduracak olan da yalnızca Allah'tır. Bunu bilerek yaşamak, imtihanın hakkını ve karşılığını vermek, tüm gücün Allah'a ait olduğunu bilerek bir ömür sürmek, bu dünyada varlığını sürdüren her insan için büyük bir kazançtır.
[1] https://www.popsci.com/military-aviation-space/article/2008-06/militarys-mystery-machine/
0 Yorumlar