Dünyanın Yerçekimi Kuvveti (Kur'an'ın Bilimsel Mucizeleri)


Isaac Newton

Isaac Newton

Biz yeryüzünü bir toplanma yeri kılmadık mı? (Mürselat Suresi, 25)

Yukarıdaki ayette "toplanma yeri" olarak çevrilen "kifaten" kelimesi, "canlıların, meskenlerinde toplanıp himaye edilmeleri, barınmaları; canlı ve cansızların toplandıkları yerler; üzerinde şeyler yığılan; toplanan yer" anlamlarını taşımaktadır. Yeryüzünün bir "toplanma yeri" olduğunu bildirmek için kullanılan bu kelime -kifaten- Arapçada "kefete" kökünden türetilmiştir ve "toplamak, kendine çekmek, kucaklamak" anlamlarına gelmektedir.


Bilindiği gibi yeryüzü, yerçekimi kuvveti etkisiyle insanları ve üzerinde barındırdığı tüm canlı ve cansız varlıkları merkezine doğru çekmektedir. Ayette geçen "kendine çekmek" fiili ile yeryüzünün bu çekim kuvvetine bir yönüyle işaret ediliyor olması muhtemeldir. (Doğrusunu Allah bilir.)



Dünya üzerinde hayvanları, bitkileri, insanları ve diğer tüm varlıkları kendine doğru çeken yerçekimi sayesinde, insanların yere basmaları, cisimlerin uçma dan bulundukları zeminde durmaları, atmosferin dağılmadan Dünya'yı çevrelemesi, yağmurun yeryüzüne düşmesi mümkün olur.


Tarihteki en büyük bilim adamlarından kabul edilen Isaac Newton yerin bu özelliğini araştırmış ve 1687 yılında ilk kez Philosophiae Naturalis Principia Mathematica (Doğa Felsefesinin Matematiksel İlkeleri) adlı eserinde yerçekiminden söz ederek, tüm zamanların en büyük bilimsel keşiflerinden birini yapmıştır. Hatta, Newton'un yerçekimi kuvvetinden bahsederken kullandığı Latince "attraere" kelimesi de, "çekme, biraraya getirme" anlamlarını taşımaktadır.


Ancak 17. yüzyılda tanımlanan ve Dünya'nın dört büyük kuvvetinden biri olan yerçekimine, Kuran'da dikkat çekilmesi, Kuran'ın Allah'ın Katından indirildiğinin delillerinden biridir.

Atomun Sağlamlığı Ve Elektron Yörüngeleri

vase

Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler. Herşeyi 'sapasağlam ve yerli yerinde yapan' Allah'ın sanatı (yapısı)dır (bu). Şüphesiz O, işlediklerinizden haberdardır. (Neml Suresi, 88)

Yukarıdaki ayette tüm maddelerin yapı taşı olan atomun sağlamlığına ve atomların elektron yörüngelerine bir yönüyle işaret ediliyor olabilir. Atomlar açısından bakıldığında, ayetteki Allah'ın "herşeyi sapasağlam" yaptığı ifadesi, atomların balyozla vurulsa dahi dağılmayan sağlam yapıları olarak yorumlanabilir. (Doğrusunu Allah bilir.) Çünkü eşyalar sağlam olmaz, ancak atom sapasağlamdır. Örneğin bir vazo kırılsa, parçalansa dahi onu oluşturan atomlar yine sağlam kalır. Şiddetli bir çarpmada bir araba hurda yığını olabilir, bir patlamayla gökdelen yıkılabilir; ama ister narin bir çiçek isterse güçlü bir metal olsun durum aynıdır: Maddenin atomları bozulmaz, yörüngeleri dağılmaz. Dolayısıyla en zayıf yapılı gözüken madde dahi, aslında yaratılışında çok sağlamdır. Ayette "herşey" denilmesinin hikmeti de, tüm maddelerin esasının atom olması olabilir.

oxygen

1. Bakır

2. Oksijen

Resimde adeta bir yapıştırıcı gibi atomları birbirine ekleyerek maddeler oluşturan, bulut görünümündeki elektronların hareketi canlandırılmaktadır.



























Atomdaki bağları parçalayarak oluşturulan nükleer bombalarda dahi, ortaya yine sağlam başka yapılar çıkar. Nükleer fizyon yönteminde, atomun çekirdeği parçalanır ve daha küçük iki atoma ayrılır. Nükleer füzyonda ise iki küçük atom biraraya getirilerek daha büyük bir atom oluşturulur. Örneğin Güneş enerjisi bu yöntemle -hidrojenin helyuma dönüştürülmesiyle- üretilmektedir. Sonuç olarak evrende maddeden enerjiye, enerjiden maddeye sürekli bir dönüşüm ve atom seviyesinde evrenin genelinde geçerli bir sağlamlık mevcuttur.


Diğer bir yönden ayette, dağların, bulutların sürüklenmesine benzetilen hareketiyle, atomların çekirdekleri etrafındaki elektron bulutlarına işaret ediliyor olabilir. (Doğrusunu Allah bilir.) Dağları oluşturan atomların yörüngelerindeki elektronlar, çekirdek etrafında sürekli ve süratli hareketlerinden ötürü bir bulut görünümü alırlar. Nitekim atomun yörüngesindeki elektronlar, bilimsel literatürde de "elektron bulutu" olarak tanımlanmaktadır.1 Elektron bulutu kavramı, moleküler fizik, kimya ya da kuantum kimyasında, elektronların atom çekirdeği etrafında, buluta benzer şekilde hareket etmelerini tarif etmek için kullanılır.2 

Elektron mikroskobu gibi üstün teknoloji ürünü aletler ile gözlem yapmadan atomun yapısını anlamak, elektronların bu görünümlerini tespit etmek mümkün değildir. 14 asır önce üstün teknoloji gerektiren ilimler hakkında, Kuran'da verilen bilgilerin her defasında tam doğru olması, Kuran'ın mucizelerinden biridir. Ayrıca Rabbimiz'in Alim (Herşeyi çok iyi bilen), Fatır (Yaratan, icad eden) ve Halik (Herşeyin varlığı ve varlığı boyunca görüp geçireceği halleri, hadiseleri tespit ve tayin eden ve ona göre yaratan, yoktan var eden) sıfatlarının birer tecellisidir.


atoms,

1. Atom
2. Çekirdek

3. Proton (Nötron)

4. Elektron
5. Quark

Elektronların atomun çekirdeği etrafındaki süratli hareketi, bulut gibi görünmelerine sebep olmaktadır.

Surat an Naml

Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler. Her şeyi 'sapasağlam ve yerli yerinde yapan' Allah'ın sanatı (yapısı)dır (bu). Şüphesiz O, işlediklerinizden haberdardır.
(Neml Suresi, 88)


Dipnotlar

1 Henrik Stapelfeldt, "Electrons Frozen in Motion", Nature, 16 Aralık 2004, cilt 432, ss. 809-810; Adrian Cho, "Whispering Atoms", New Scientist, 16 Eylül 2000, cilt 2256, s. 15; Albert Stolow, David M. Jonas, "Multidimensional Snapshots of Chemical Dynamics", Science, 10 Eylül 2004, cilt 305, no. 5690, ss. 1575-1577.

2 http://en.wikipedia.org/wiki/Electron_cloud

Yorum Gönder

0 Yorumlar